20 Şubat 2009 Cuma

Varoluşçu Psikoterapi, Irvin Yalom

Kitabı bir arkadaşımdan ödünç aldım, kısa kısa zaman buldukça güzel yerleri yazmaya çalışacağım. İşte ilk dikkatimi çekenler:

1. İnsanlar varoluşçu konulardan uzak durmanın en iyisi olduğunu düşünürler, çünkü hayatın zalim gerçekleriyle başa çıkmanın iki yolu vardır – kaygılı gerçek ya da inkar – ve ikiside hoş değildir. Ölümlü Don’u şu sözleri söylediğinde Cervantes bu problemi dile getirmektedir: “Hangisini tercih ederdin, akıllı deliliği mi, aptalca akıllılığı mı?”

2. Anlam hiçbir zaman bütünü meydana getiren parçaların incelenmesiyle öğrenilemez, çünkü anlama hiçbir zaman neden olunmaz; anlam bütün parçalarından daha düzenli olan insan tarafından yaratılır.

16 Şubat 2009 Pazartesi

Arabeskler, Nikolay Vasilyeviç Gogol

Gogol'u elimden geldiğince okumaya çalışıyorum. Bu hikaye derlemesini özellikle "Bir Delinin Günlüğü" için aldım. Hikayeyi okudukça günümüz insanınında sorunlarını görebiliyorsunuz ta 19. yy. Rusya'sında. Hayatının çıkmazda olduğunu anlayınca adım adım deliren Rus memurun yaşadıkları anlatılıyor bu hikayede.

Kitabın içerisinde ilgimi çeken diğer üç hikaye Burun, Portre ve Palto. Burun ve Portre'yi okudum. Palto'yu ise bu gece okuyacağım.

Burun'da emekli bir binbaşı sabah kaltığında burnunu yerinde bulamaz ve aynanın karşısında nasıl olupda dul komşularını bu burunsuz hali ile ziyaret edeceğini düşünüp durur. Bu haliyle etrafta burnunu aramaya çıkınca görürki burnu Eğitim Bakanlığı'nda görevli olduğunu belirten bir memur haline gelmiştir. Yine deliliğin sınırlarında gezinen bir adam...

Portrede de beş parasız bir ressamın bir eskicide bulduğu portrenin gizemi anlatılıyor.

Gogol'un hikayelerini merak ediyorsanız bu kitabı kaçırmayın derim.

4 Şubat 2009 Çarşamba

De Providentia, Tanrısal Öngörü, Seneca

Seneca, 1. yy'ın önde gelen Yunan filozofları arasında yer almakta. Okuduğum kitabı Tanrısal Öngörü'de bir diyalog içerisinde Dünya'yı Tanrı yönetsede neden iyilerin kaderinde hep acı yattığını açıklamaya çalışıyor.

Bu açıklamayı yaparken en büyük savı hiç bir zaman talihsiz bir olayı gerçekten olmaması gerekir gibi alamayacağımız dolayısıyla bu olayın ileride başından geçen kişiye daha pek çok fayda getireceği. Hiç bir şey olmazsa en azında o kişiye yaşadığını hissetirmesi, diyor Seneca.

Alıntılamak istediğim yerler:

1. Bilgelik, kişiye yaşamın zor koşullarına katlanmayı, çalışma ve gayret göstermeyle ruh halini doğa yasalarına göre dengelemeyi, kısaca yaşamı çekilir hale getirmeyi öğretir.

2. Felsefe, sözlerde değil, işlerdedir.

3. Erdem sahibi kişi bütün zenginlerden daha zengindir.

4. Dürüst ve namuslu bir insan talihin aksiliklerini düzeltir ve, katlanmayı bildiğinden, sertliğini ve zorluğunu hafifletir, iyiliği şükranla ve alçakgönüllülükle, felaketleri metanet ve cesaretle karşılar.

5. Aklın işlediği yerde tutku barınmaz, ama insan bir kez boş bulunursa tutkular ruha sızmada hiç vakit kaybetmezler.

6. Bir insan hakkında yargıda bulunurken gözlerime inanmam; doğruları yanlışlardan ayıracak daha iyi ve daha keskin bir ışığım var. RUHUN İYİSİ RUHU BULABİLİR.

7. Tanrı; evrenden, doğadan ve üyesi bulunduğumuz bu büyük bütünden başka bir şey değildir.

8. Olup biten ve olmakta olan her şey bir gaye tarafından yönetilir; her oluş böyle bir gayeyi içinde taşır ve bu gaye oluşun yönünü tayin eder.

9. Evren tanrısal öngörü ile yönetilir.

10. Talihin aksiliklerine ancak bilge bir insan karşı koyabilir; çünkü o yaşamında önüne çıkacak olan kötülüklere kendini önceden alıştırır ve başka insanların uzun süre katlanarak hafifletebildikleri felaketleri, O uzun süre düşünüp hafifletir.

11. (Kitabın açılış cümlesi:) Dünyamızı tanrısal öngörü yönetiyorsa, neden hala iyi insanların başına birtakım kötülükler geliyor?...

12. Tanrı iyi insanı keyif içinde yaşatmaz; onu sınar, sertleştirir, kendisi için hazırlar.

13. İyi insanlar da aynı şekilde davranmak zorundadır; zorluklardan ve güçlüklerden korkup kaçmamalı, alınyazısından şikayet etmemelidir; ne olursa olsun iyi yönünden bakmalı ve iyiye döndürmelidir. Neye katlandığın değil, nasıl katlandığın önemlidir (Non quid sed quemadmodum feras interest).

14. Yara almamış bir talih hiçbir darbeye karşı koyamaz.

15. İyi insana zavallı diyebilirsin belki, ama böyle dediğin için o zavallı olmaz.

16. Başına hiçbir felaket gelmemiş insandan daha şansızı yok. Çünkü böyle bir adama hiçbir zaman kendini deneme fırsatı tanınmamıştır. Bu adam hiçbir zaman kaderine karşı zafer kazanacak değerde görülmemiştir.

17. Kader insanların en inatçısına, en dürüstüne saldırır.

18. Örnek alınacak büyük insan yaşadığı kötü kaderle keşfedilir.

19. Ölümlülerin başına gelen felaketleri ve korkuları boyunduruk altına almak, ancak büyük adamın işidir.

20. Müsabakalara katıldın. Ama senden başka hiç katılan yok; demek ki, taca sahipsin, zafere değil.

21. Senin zavallı olduğunu düşünüyorum, çünkü hiçbir zaman zavallı olmadın. Yaşamını rakibin olmadan geçirdin; ne yapabileceğini kimse bilemeyecek, kendin bile.

22. Savaş meydanından yara almadan dönenler iyi dövüşmüş olabilir, ama yaralı olarak dönen daha fazla itibar kazanır.

23. "Değer verdiklerin her zaman yanındaysa, yokluklarına serinkanlılıkla katlanabileceğini nereden bileyim? Seni başkalarını teselli ederken dinledim; ama kendi kendini teselli etmiş ve kendine kederlenmeyi yasaklamış olsaydın, ancak o zaman dikkatimi çekerdin."

24. FELAKET ERDEMİN SERGİLENME FIRSATIDIR.

25. Tanrı değer bulduğu ve sevdiği insanları sertleştirir, sınar, terbiye eder; öte yandan lütufta bulunuyormuş ve esirgiyormuş gibi göründüğü insanları zayıflatıp gelecek kötülüklere direnemeyecek hale getirir. Çünkü herhangi bir insanın esirgendiğini düşünürsen yanılırsın; çoktandır mutlu olan o insan da payına düşeni alacaktır; her kim bundan azat etmiş görünürse, onunki ertelenmiştir.

26. Ölçüyü aşan her şey zararlıdır, ama en tehlikelisi ölçüsüz mutluluktur: Beyni uyarır, akla boş hayaller çağırır, yanlış ile doğru arasına kalın bir sis perdesi çeker.