30 Aralık 2008 Salı

Kürt Dosyası, Uğur Mumcu

Kürt Dosyası'na büyük bir şevkle başladım. Özellikle Uğur Mumcu'nun okuduğum 40'lar Cadı Kazanı vb dönem tarihi ile ilgili kitaplarındaki bilgi yoğunluğunu bu kitapta da bulacağımdan emindim.

Kitap öncelikle PKK ve Abdullah Öcalan'ın bu günlere kadar nasıl geldiğini, liseden mezuniyeti ile başlayarak anlatıyor. Ardından Kürt Dosyası'nın aslında sadece buz kitlesinin görünür kısmının PKK olduğunu ve gerisinde bir tarih yattığını Cumhuriyet devrinin başlangıçlarına kadar giderek detaylı bir şekilde olayın merkezine iniyor.

Aslında günümüzdeki durumun ne kadarda bir türlü gerçekleştirilemeyen toprak reformu ve 1. Dünya Savaşı sonrası Osmanlı'yı bölsede, Kurtuluş Savaşı ile işgal ettiği topraklardan geri çekilmek zorunda kalan, özellikle Suriye'de konuşlanan Fransızlarla diğer devletlerin kışkırtmalarının etkili olduklarını aktarıyor.

Kitap 1930'lara kadar Atatürk, İsmet İnönü ve Kazım Karabekir tarafından ele alınan pek çok önlem ve uygulamayı kaynakları ile ortaya koyuyor fakat son sayfayı çeviripte tarihi görünce içiniz burkuluyor. Çünkü 23 Ocak 1993 tarihi düşülen son sayfanın ertesi sabahı değerli gazeteci ve gerçek aydınımız kimliği hala meçhul kişilerce bombalı bir tuzağa düşürülüyor. Size de o sayfa ile her gün düşen şehitlerimizin nedenlerini sorgulamak kalıyor...

15 Aralık 2008 Pazartesi

Bab-ı Esrar, Ahmet Ümit

İktisat Tarihi'nden sonra geçen hafta bayramında gelmesi ile iki gün gibi kısa bir sürede Ahmet Ümit'in son romanı Bab-ı Esrar'ı okudum.

Mevlana'nın şehri Konya'da bir sigorta eksperi olan annesi İngiliz, babası Türk olan Kimya isimli kahramanımızın başından geçenler anlatılıyor romanda. Kahramanımız Türkiye'ye çalıştığı şirketin müşterisi olan bir Turizm şirketine ait hotelin yanması ile ilgili araştırma yapmak için gelmiştir. Hotelin zararı nedeni ile kendilerine 3 Milyon £ ödenecektir. Fakat Kimya hanımın öncelikle bu yangının kundaklama olmadığına dair rapor hazırlaması gerekmektedir. Konya'da ayak bastığı ilk andan itibaren Mevlana ve Şems ile ilgili görüntüler görmeye başlayan Kimya hanımın yangını araştırdığı dört gün boyunca başından geçenler akıcı bir şekilde romanda yer bulur.

Bayram ertesi Cumartesi günü Ahmet Bey'i Kabataş'ta yürürken gördüm. Hemen yanına gidip kitabını ne kadar beğendiğimi anlattım. Kendisine tekrar teşekkür ediyorum. Ayın 27'sinde imza günü olacağını söyledi, umarım orada olurum. Ayrıca kendisine bir sonraki kitabında Kukla tarzı bir eser yaratsa ne kadar sevineceğimi söylerken, Ahmet Bey'de bir sonraki romanının salt polisiye olacağını belirtti. Heyecanla bekliyorum yeni kitabını.

Ahmet Ümit okuyorsanız mutlaka kaçırmayın.

Türkiye İktisat Tarihi 1908 - 2005, Korkut Boratav

Bu kitabı okuduğum için çok mutluyum. Eğer yakın tarihimiz konusunda bilgilenmek istiyorsanız bu kitap Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminden itibaren günümüze kadar gelişen ekonomisini; politika, din ve asker üçgeni içinde bizlere naklediyor.

Kitap bu zaman aralığını farklı bölümlere ayırarak gelişiyor. Bölümlerde hem küresel hem de yerel, daha önce bahsetmiş olduğum üçgenin etkilerine göre şekilleniyor.

Özellikle 1946-47 yıllarında oluşan ve CHP'nin günümüze kadar Türk milletinin gözünden düşmesine yol açan kongresinin sonucunda partiden ihraç edilen ilerici ve Atatürkçü devrimcilerin bulunduğu dönem, DP'nin iktidar olması ile CHP'nin yegane atağı olan toprak reformu ile köy enstitüleri hareketlerini sonlandırdığı dönem, giderek liberal ekonomi ve piyasa güdümüne yönelen ve Turgut Özal'ın 1980 Ocak kararları ile bu yolda Türkiye'nin harcanmasına katkıda bulunduğu dönem kitabın en can alıcı noktaları.

Bütün bu bölümler son derece objektif bir şekilde aktarılmakta. Kitabın sonunda Atatürk'e de belki duyduğum en değerli eleştirilerden biri getirilmekte ve kapitalizmin kucağına bırakılan ülkemizin bu kadar hunharca yağmalanmasının en önemli nedenlerinden birinin Atatürk'ün millete yön verecek ve devrimlerine sahip çıkacak gerçek bir burjuva sınıfı bırakmaması olduğu söylenmekte. Özellikle Türkiye'de mevcut burjuva sınıfının 1950 sonrası devlettin kaynaklarını suistimal ederek geliştiğini ve günümüzde de suistimallerini özelleştirmeler ve benzeri adımlarla arttırarak büyümeye devam ettiğini dolayısıyla kapitalizmin uluslararası rekabet koşullarından çok gerilerde kaldığı belirtiliyor.

Her sayfasında her cümlesinde tarihimize dair bir gerçeği bulacağınızdan emin olarak bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.