25 Nisan 2012 Çarşamba

Sabit Telefonun Geleceği...

Sabit Telefon... Mobil telefonlarla tanışana kadar pek çok evin gözdesi olmuş olan PSTN (Public Switched Telephone Network) günümüzde mobile karşı durmaya çalışıyor. Yer yer başarıyorda. Ülkemizde bunun bariz bir örneği. Aşağıdaki grafikte görebileceğiniz şekilde Türkiye 100 kişiye düşen sabit telefon hattı oranlarında gelişmiş ile gelişmekte olan ülkelerin tam ortasında ve Dünya ortalamasının da üstünde yer almakta (Gra-I). Peki bu istatistiklere bakarak PSTN altyapılı Ev Telefonu'nun Türkiye'de önünde çok uzun yılları olduğunu söyleyebilir miyiz? Gelin bunu Türkiye pazarını inceleyerek yapalım.

 
Gra-I

İncelemede kullanacağım kriterler aşağıdaki gibi:

ARPU: Average Revenue per User = Müşteri Başına Ortalama Ciro
User: Müşteri Adetleri
AMMoU: Average Monthly Minutes of Usage = Dakika Bazında Aylık Ortalama Kullanım


Bu yazıda göreceğiniz grafiklerin verileri Türk Telekom, Turkcell, TTNET, AVEA ve Vodafone şirketlerinin dönemsel raporlarından oluşturdum. Her şirketin verileri ile ilgili detaylı bilgiler için aşağıda yararlandığım tüm kaynakları paylaştım. Göz atabilirsiniz...

Gra-II
İnceleyeceğimiz tablolardan ilki yukarıdaki şirketlerin 2008 - 2011 yılları arasındaki ARPU değerlerine ilişkin (Gra-II). Bu değerlerde sadece ses operasyonuna ait olduğunu belirtmeliyim öncelikle. Tablodan görülebileceği gibi son dört senelik zaman dilimi incelendiğinde hem GSM hem PSTN sektörlerinin ARPU'ları giderek azalma eğiliminde. TTNET tarafında özellikle dikkat edilen bir nokta ise 2011 ARPU değerinin son üç yılda ilk defa düşüşe geçmiş  olması.


Bunun devamında inceleyeceğimiz tablolardan bir diğeri ise abone adetleri (Gra-III). PSTN için bakıldığında Türk Telekom'un abonelerinde yaklaşık 1,5M adet düşüş görülüyor. GSM şirketleri de kendi aralarında geçişmelerin olmasına rağmen abone adetlerinde 2008 yılı baz alındığında (AVEA hariç) düşüş görülmekte.

Gra-III

Dördüncü olaraksa abone başına aylık ortalama dakika kullanım yoğunluğu yer alıyor (Gra-IV). Tahmin edilebileceği gibi Mobil Pazarda verilerini bulabildiğim AVEA ve Turkcell için ortalama kullanım süreleri hızla artarken sabit telefon tarafında ise kademeli bir gerileme görülüyor.

Operasyonel performans verileri bu haldeyken bir de bunların direkt olarak gelire yansımasını araştırdığımızda BTK'nın 2011 son çeyrek raporunda Sabit Telefon Hizmetleri pazarının %91 oranındaki payıyla lideri Türk Telekom gelir anlamında da pazarın cirosunun %80'inden fazlasını elde etmekte.


Kısacası ARPU'lar düşse de gerek hizmet kalitesi gerekse müşteri odaklı kampanyalarıyla Avrupa ve Amerika'da çoktan geride kalmış olan PSTN'i Türk Telekom ayakta tutmayı başarabiliyor.

Fakat istatistiki veriler bu alanda rekabet ve teknolojinin giderek kızışarak PSTN'in üzerine yüklendiğini göstermekte.


Gra-IV
Ülkemizde uzun yıllar önce VOIP ile tanışmış olmamıza rağmen pek başarılı bir ürün döngüsü geçiremeyen bu teknoloji belki de PSTN ile oluşan ev telefonu olgusunu genişleterek büyütebilir bir avantaja sahip. AT&T'nin 2009 yılında verdiği PSTN şebekesinin VOIP'e dönüştürülmesi teklifi ile projeleşen yatırım sayesinde artık bireysel müşterilere Ev Telefonu adı altında VOIP üzerinden ses, data ve dijital tv yayını ürünlerini bundle olarak sunabilmekte. Pazarda da son derece iyi bir penetrasyon oranı yakalanmış durumda.

Aşağıdaki grafikten (Gra-V) görülebileceği gibi Fiber internet alanında yapılan atılımların artarak devam edeceği ve alandaki en önemli oyuncunun gelişmiş şebeke ağı ile Türk Telekom olduğu göz önünde bulundurulacak olursa bu tip bir atılımla GSM sektörünün üzerinde iyi bir rekabet avantajı yakalayabilir. Yazımın asıl amacı da işte bu noktaydı aslında. VOIP'in Türk Telekom tarafından verilmesi sayesinde çok kısa sürede tüm Türkiye'de yeni ve premium müşterilere sahip bir pazar açılabilir. Şu an için bu pazarı açabilecek ve müşterileri tatmin edebilecek en önemli oyuncu da Türk Telekom. Hele hele TTNET tarafından arttırılan WiFi noktalarında kişilerin günümüzde gittikçe cep telefonu seviyesinde becerileri olan IPTelefonları ile birleştirilirse karşılaşacağımız yeni ev telefonunun günümüzdeki müşteri kitlesinin yanı sıra genç nüfus arasında da kullanımının hızla artacağı bir gerçek. Böylece hem ARPU hem de AMMoU kriterlerinde Telekom alanında en yüksek değerlere sahip olacak bir ürün yaratılabilir.

Gra-V

Önümüzdeki günlerde bu alanda gerçekleşecek güzel haberleri görmek dileğiyle...







Kaynaklar
Türk Telekom, TTNET ve AVEA: 1, 2, 3, 4
Turkcell: 1
Vodafone: 1
İnternet: 1
AT&T: 1, 2 

23 Nisan 2012 Pazartesi

Kar da Yavaş Yavaş Yağıyordu İstanbul'un Üzerine...


Bir başka İstanbul sabahına daha açtı gözlerini. Hava soğuk muydu her zamankinden ya da üzeri mi açılmıştı uyurken? Çözmeye çalışıyordu... Yatağın üstünde doğrulurken bacaklarını yere değecek şekilde aşağı sarkıtı verdi bir anda. Günümüz öğretmenlerinde pek rastlanmayacak, adeta işçi elleri gibi görünen iri elleri ile dizlerini ovuşturmaya başladı. "Kahvaltı vakti" diye mırıldandı yavaştan. İki adımda yatak odasını geçip emektar çaydanlığına kavuştu. Hala bıraktığı yerdeydi. Keyifle çaydanlığa çeşme suyunu doldurup, ocağın üstüne yerleştirdi. İki kaşık Rize çayını da demliğe attıktan sonra salona doğru geçti...

Masanın kenarına gelip perdeyi araladığında düştüğü ikilemden anında sıyrıldı: hava soğuktu! Belliki geceden beri sökün eden kar, İstanbul'un üzerine çöküvermişti. Mavi gözlerini kırpıştırarak sokağı inceledi. Karşıdaki binaların bahçelerindeki bodur çam ağaçları, üzerlerindeki karın ağırlığı ile başlarını yere değdiriyorlardı. Kara alıştıktan sonra ilk dikkatini çeken dışarılarda kimseciklerin olmayışıydı. Daldı...

Mavi beresi, beyaz atkısı ile koşuşan bir çocuk. Onu kovalayan bir adam. Eski zamanlardan... Çok eski zamanlardan...

Kar yağan pencerenin önüne geri geldiğinde, kaynayan su buharının kokusunu hissetti. Hızla kalkıp dünkü gazetenin bir parçasını kopardı. İki üç harekette baş parmağı büyüklüğünde bir huni yapıp, mutfağa geçti. Kaynayan su, mutfak camını buharla kaplamıştı. Isınan camın kenarına iki kumru tünemişti. İkisi de içeridekinden habersiz birbirleriyle sohbetteydiler... Demlik sıcak suyla dolarken su buharının kokusu yerini taptaze çay kokusuna bıraktı. Derin derin nefes alırken, bir yandan da buz dolabında yumurta olup olmadığını merak etti. Ne de olsa dışarı çıkıp yumurta almak onun için adeta İkinci Cihan Harbi'nin en sıkı cephesinde savaşmak kadar zordu. Merakla araladığı emektar dolabın kapısındaki rafta iki beyaz yumurtayı görünce, şeker verilmiş çocuk gibi gülümsedi. Yumurtaları haşlamak için ufak tenceresini de suyla doldurup, yumurtaları içine atarak ocağın üzerine yerleştirdi. Tam üç dakikası vardı şimdi. Üç dakikaya kadar yumurtalar tam istediği kıvama gelecekti. Çayda, ilk yumurtayı bitirene kadar demini alırdı. Tecrübeyle sabitti bunlar. Çoğunun dikkat etmediği bu anlar, onun için rutinden çok, hayatın ta kendisiydi.

Hemen yatak odasına doğru yürüdü. Hızla baş ucundaki kitabını aldı. Yaşar Kemal'in Bir Ada Hikayesi. Damağında tadı kalmış anları, tekrar yaşayamamaktansa en azından kitaplarda okuyarak aklında canlandırmak onu mutlu ediyordu. Adımlarını sıklaştırarak mutfağa geri döndü. Hazmı ona rahat gelen bayat ekmekleri poşetiyle birlikte bileğine geçirip, diğer eline de dolaptan beyaz peynirini alarak salona doğru yollandı. Elindekilere masaya bıraktı ve geçen üç dakikanın içerisinde tam istediği şekilde piştiğinden emin olduğu yumurtalarını da mutfağa giderek aldı.

Artık kahvaltısına başlayabilirdi. Tereyağlı ekmeğinden ilk yudumunu aldığında gölgeler üşüştü üzerine. Kendisi kahvaltı masasında olsa da ruhu çok eskilere gitmişti.


O kahvaltı masasından geçmişin tozlu yıllarına doğru hatıralarında bir seyahata çıkmışken, bundan habersiz milyonların, farkında olmadan tükettikleri hayatları akmaya devam ediyor, kar da yavaş yavaş yağıyordu İstanbul'un üzerine...

First Aid Kit

Selam Scotty,

Geçen gün büyük kara kutuda izlerken Emmylou isimli parçalarını icra ederken yan taraftaki iki kardeşimizi gördüm... First Aid Kit isimli gruplarıyla, İsveçli kız kardeşler; son derece güzel bir müzik, eşine günümüzde özellikle kardeşlerimizin yaşlarını göz önünde bulundurursak kolay kolay rastlanmayacak sözlerle son derece başarılı bir şarkı yapmışlar. "Lion's Roar" yani Aslanın Kükremesi :P son derece dinlendirici ve güzel bir albüm olmuş. Adeta bir yandan güldürürken bir yandan düşündürebiliyor insanı :) Dinle Scotty tavsiye ederim...