5 Ocak 2009 Pazartesi

Mevlana, Hayatı, Sanatı, Yapıtlarından Seçmeler, Abdülbaki Gölpınarlı

Mevlana ile ilgili kitapları, özellikle en büyük eseri Mesnevi'yi her yerde görebilirsiniz. Fakat bu kitapların altında Abdülbaki Gölpınarlı imzası varsa onlara daha bir önem vermeniz gerekiyor. Okuduğum kitapta Gölpınarlı tarafından Mevlana'nın tüm eserlerinden bir derleme. Varlık yayınlarından çıkan kitaptan seçtiğim bazı alıntılara bırakıyorum anlatımı:

Ham pişkinin halinden anlamaz; öyleyse söz kısa kesilmelidir.
Bağı çöz, azat ol. Ne zamana kadar gümüş, altın esiri olacaksın?
Yaşayan sevgilidir, aşık, bir ölü.
Zalim, onlardır ki, gözlerini kapamışlardır da söyledikleri sözlerle bütün alemi yakmışlardır.
Kötü kişilere ilim ve fen öğretmek, yol kesen eşkiyanın eline kılıç vermeye benzer. Bilgi mal, mevki ve hüküm, kötü kişilerin elinde fitnedir. Yüzlerce aslan bir araya gelse, bilgisizlikten, geçtikleri yüce mevkilerin yaptığı fenalığı yapamaz.
Doğan, isterse beyaz ve eşsiz olsun; fare avlandıktan sonra bayağıdır.
Can, tecrübeyle sabittir ki, bilgi sahibi olmaktan ibarettir.
Bilgi, uçsuz bucaksız ve kıyısız bir denizdir. Bilgi dileyense, denizlerde dalgıçlık edene benzer.
İçinde yoksulluk havası oldukça adam, dünya denizine batmaz, üstünde yüzer durur.
Sevgi ve acımak, insanlık vasıflarıdır. Hiddet ve şehvetse hayvanlık vasıfları.
Aşk, büyüklere baldır, çocuklara süt. O her gemiye yüklenen ve geminin ağırlığından fazla olduğu için batmasına sebep olan son yüktür.
Dünya, her nefeste, yeniden yeniye yaratılmada, yenilenmededir.
Okuyan, aklı miktarınca anlar :)
Hava ve hevesinden kurtulmuş kişiden başka ergin yoktur.
Olgun er, toprağı tutsa altın olur, noksan kişi, altını eline alsa toz toprak kesilir.
Kılıç, kesmekten utanmaz.
Her kelleye bir külah bulunur.
Şimşek ışığıyla yol alınmaz.
Nasıl nefes alayım ki her nefeste dağınıklığımız, daha da fazla dağılıp gitmede.
Ey Şemseddin, can da sensin, canında canı sen, sevgili de sen. Aşkın, cana da, sana gidecek yolu gösterir, gönle de. (Enel Hak dediği an budur)
Can, aşktan binlerce edep öğrenmede; öylseine edepler ki, mekteplerde öğretilmesine imkan yok.
Akıl, bütün gidilecek yolları bilse bile, yine aşk yolunu bilmez, şaşırır kalır.
Ey bir işe, bir güce koyulup kendine dalan, sen kendinden geçmedikçe ne iş yapabilirsin ki?
Aşıkların zinciri nedir? Dur sana söyleyeyim: Sevgilinin dalga dalga saçları.
Ciğerlerimizi aşk okladı ama bir bak da gör, hiçbir ağrı, sızı yok, fakat nasıl da kan damlamada.
İnsan, taptığına layıktır, taptığının değerincedir.
Ölü gibi sus ey gönül, çünkü biz, zaten bu dil yüzünden varlıkla töhmet altına girmişiz.
Şu dünya, bir hilebazdır, yarın diye vaat eder durur; a güzel oğul, biz ondan akıllıyız; çünkü içinde bulunduğumuz anı biliriz ancak.
Bir hoşluk, bir güzellik, elinden çıkıp gitti mi gam çekme, kederlenme, iyi bil ki başka şekle bürünür de gene sana gelir o.
İsteyeni istenen haline getirir, alt olanı üst eder, nice dua edenleri keremiyle, lütfuyla dualara kıble yapar.
Felekten yarım ekmeği olan, oturmak için bir yuvası bulunan, ne kimsenin iltifatını dileyen, ne de kimseye iltifat eden kişinin ne hoş bir alemi var, zevkiyle yaşasın.

Bunların yanı sıra kitapta Mevlana'ya ait pek çok hikaye var. Mevlana'nın Mesnevi'sini okuyacak zamanım yok diyorsanız bu kitabı sakın kaçırmayın...

Hiç yorum yok: