20 Ekim 2008 Pazartesi

Dünya Nimetleri ve Yeni Nimetler, Andre Gide

20. yy.'ın başında Fransa'dan dünyaya yayılan felsefenin önemli kalemlerinden Andre Gide'nin Can Yayınları'ndan çıkan bu kitabında aslında iki adet kitap yer alıyor. İlk kitapta, Dünya Nimetleri, yazar daha çok kişinin kimliği kazanması için hiçbir yere ve kişiye hatta ailesine bağlı kılmadan geliştirmesi gerektiğini savunurken, ikinci kitapta daha fazla Allah - kul ilişkisi ile kişinin aslında Allah'a iyi kulluk etmek içinde sürekli araştırması ve durmaması gerektiği üzerinde duruyor.

Kitap Kuran-ı Kerim'in "İşte yeryüzünde beslendiğimiz meyveler" ayeti ile başlıyor.

Kitapta özellikle altını çizdiğim yerler:

Dört yol ağzına açılan handı ruhum; her girmek isteyen giriyordu. Her biçime girer oldum, bir tek kişisel düşüncem kalmayıncaya dek dinler oldum, geçen her coşkunluğu yakalar oldum, gösterdiğim tepki de öylesine azdı ki birşeye karşı durmaktansa hiçbir şeyi kötü görmemeyi yeğ buluyordum. (sayfa 53)

Ben olmayan şey olamayacak şeydir diye düşünmeyi yeğ tutarım. (sayfa 61)

Mutluluk, kendini mutlu olmaya gereksinim olmadığına inandırmayı başardığım günden sonra yerleşti içime; evet, mutlu olmak için hiçbir şeye gereksinimim olmadığına inandığım günden sonra. (sayfa 142)

Kitabın 164. sayfasında başlayan Karşılaşma'da Allah ile konuşan yazara Allah cevap verir:

Yaratışım içinde dağılmışım, orda hem saklanıyor, hem kendimi yitiriyorum, orda durmamacasına kendimi yeniden buluyorum, öyle ki onunla karışıyor, bir oluyorum, o olmadıkça benimde gerçekten var olabileceğimden kuşkuya düşüyorum; orda kendime kendi olanaklarımı kanıtlıyorum.

İnsan, benim yaratışım, bu duyarlı aynaya yansıyınca renk ve canlılık kazanır. (sayfa 165)

Sürekli bir mucize karşısında şaşkınlığı en sonunda geçer insanın. (sayfa 181)

Olabilirin varlığa gelmek için çabaladığına, olabilecek olan her şeyin de, insan azıcık yardım etti mi, olacağına inanıyorum. (sayfa 199)

Yaşamın daha güzel olabileceğine inandır kendini; yaşamın, hem senin, hem başkalarının yaşamının daha güzel olabileceğine inanmadığın an olmasın; ama başka bir yaşamdan, ilerdeki yaşamdan, buradaki yaşamımızda bizi avutacak, düşkünlüğümüzü kabullenmemize yardım edecek bir yaşamdan söz etmiyorum. Kabul etme. Yaşamın neredeyse bütün acılarından Tanrı'nın değil de insanların sorumlu olduklarını anladığın günden sonra, bu acılara bir daha razı olmayacaksın. (sayfa 200)

Hiç yorum yok: